RSS

Belçika sağlık sistemi

Turkiyeden gelen biri icin Belçikanın son derece garip (rahat demek daha dogru olacak) saglik sistemine sahip olduğunu söylemek yerinde olacak sanırsam.

Benim bildiğim acile gidersin, beş dakika geçmeden seni içeri alıp ilgilenirler. Ancak bu sefer acildeki hemsirenin benden onceki hasta ile uzun uzun muhabbet etmesi, muhabbeti bitince biraz bilgisayarda oyalanip kendisini cagirmasi sonucu yarim saat sonra da olsa ilgi gormeyi anca başardım. Hastane kaydi yapilirken ne kimlik ya da herhangi bir belge sordular. O anda insan "kendi adımı söylemesem miydim" acaba diye düşünmedim desem yalan olur.

Neyse efendim, şöyle bir muayene ettiler, ne olduğunu sordular, sonra da hadi siz röntgen çektirin diye elimize bir kağıt tutuşturdular. Röntgen için de bir süre bekledik, tabi bunda bizim yanlış kapı önünde durmamızın ve kimsenin uyarmasının da payı var. Sonra aşağı inip sonucu beklemeye başladık. E tabi arada öğlen olduğundan doktorun gelmesi için yemeğini bitirmesi, üstüne kahve içmesini yaklaşık bir saat beklememiz gerekti. Ölüm döşeğinde değiliz ya, çok acil değil :)

Sonrası buyrun sizi alçı odasına alalım. "aha sıçtık". Neyim olduğuna gelirsek, bizim anladığımız kemiklerimden biri yer değiştirmiş, ama bu nasıl olur diyorsanız en ufak bir fikrim yok. Alci bittikten sonra da kafalarina gore bir randevu verip gonderdiler. "Borcumuz nedir" diyince de, "biz bir aya evinize gondeririz" diyip yolladılar.

Muhtesem hastane diyaloglarimdan da bir kac kesit aktarayim size:

1-randevu uymadigi icin degistirmek istedim, ama acildeki abla biz burdan degistiremiyoruz, eve gidip randevu servisine telefon edin dedi. dialog aynen su sekilde gerceklesmistir.

- iyi günler, bana ayın 10 nuna randevu verildi ama o gun ülke dışındayım, bir kaç gün sonrasına almam mümkün mü?
+ peki, o zaman ayın 17 sine alalım randevunuzu
- ben bi hafta fazladan geçici alciyla yaşayamam, bir hafta sonra gel durumuna tekrar bakıp karar verelim, alçıyı degistireceğiz dediler
+ iyi de randevunuz olan doktor bir tek pazartesileri geliyor
- koskoca hastanede baska doktor yok mu demek istiyorsunuz?
+ var ama sizin randevunuz onla
- zahmet olmazsa ben baska doktor alayim daha yakın bi tarihe
+ hmm.. peki

Bu olayda benim en çok hoşuma giden olay alçımın değiştirilmesi kısmıydı. Yarım alçıyı çıkardılar, bir dene bakalım yürüyebiliyor musun dediler. Tabi ki olmadı. Zaten bütün bileğime ve ayağımın altındaki iç kanamayı görünce ben "nah yürürsün kızım" diye düşündümdü. Neyse, bunun üzerine "Ne renk alçı istersiniz" diye sordular. "Nasıl ya, seçebiliyor muyuz?" diye dumur bir şekilde kaldım. Tabi diyip karşıya dizilmis kutuları, gösterdiler. Kataloglarında nerdeyse her renk, hatta bebeler için desenli alçı bile mevcuttu :) Benim seçimim tabi ki tarışmasız mor!

Velhasıl 1 ay alciyla gezdim, alci ciktiktan sonra bir ay daha gecti ama fatura hala gelmedi. sonra basimiza dert olacak bir gidip de sorayim dedim.

- ben hastaneye geleli 2 aydan fazla oldu ama hala fatura gelmedi
+ cok doğal, aceleniz ne ki?
- hani 1 ay sonra ulkeyi terkediyorum da sonra ödemedi demeyin
+ bi bakalim dosyanıza, ocak sonuna doğru göndermeye calışırız.

türkiyede hastane faturasini ödeyemedigi icin hastaneden aylarca cikamayan insanlar oldugunu dusununce hakkaten bir garip.

6 yorum:

casecity dedi ki...

Öncelikle hikayende alçı hop diye değişti, sonra çıktı gitti; hani Paris maceran? Başka maceraların olmadı mı? En azından anlatabileceğin :)

Bir de belirtmeden duramayacağım, el ve ayak bileklerinin her birinde 8'er adet küçük kemikçik var; bunlar çok ağır darbelerde yerinden oynayabilir; parmak kemikleri hariç, takriben herbir el ve ayakta 19 tane :)

Denis dedi ki...

günün 5 saatini yazı yazmaya ayırmıyorum herhalde, arada çalışıyoruz da.. Paris başka bir başlık, taksit taksit hocam :)

Sweety dedi ki...

merhaba blogunu bugun buldum ve yeni bir belcikadan bloger bulmamdan dolayi heyecanla bircirpida geziverdim siteni :D Belcikadaki yasaminda sana sans diliyorum :D ha yanlis anlasilmasin kotu buldugumdan degil belcikayi :D sadece sana yepyeni kapilar acsin diye dedim... Bundan sonra takipteyim sevgilerrr

Denis dedi ki...

Tesekkurler Ece, ama maalesef Subatta geri dondum, kalanlari yazıp, anıları yad ettikten sonra üzülerek sonlandıracam. Gent'teymissin sen de, çok beğendimdi orayı.

mutluluk kolesi dedi ki...

mrhb blogunuzu gorunce pek bi sevindim ben leuvende hastanede staj yapacagim o yuzden cok iyi oldu,takipteyim:)

Adsız dedi ki...

ben 5 senedir Belcika'da yasiyorum. Bundan 6 hafta once 9 haftalik ikiz bebeklerim karnimda öldügü icin kurtaj olmak zorunda kaldim. kurtajdan 1 hafta sonra siddetli kanamam basladi ve yapilan kontrollerde islemin tam yapilamadigi ve rahimde plasenta parcalari kaldigi ortaya cikti. Buraya kadar hersey tamam. Hatasiz kul olmaz ve her operasyon bu riskleri tasir. Onemli olan bundan sonrasi: tam 1 ay boyunca beni 3-4 defa randevuya cagirdi ve histeroskopiye gonderdi. ayrica rahmimde dogustan gelen bir perde oldugunu soyledi. operasyon sirasinda fark etmis. histeroskopi icin 2 hafta sonrasina zar zor randevu alabildim. tam histeroskopi doktoru islemi yapacak hersey bitecek derken adam "rest plasenta var " diye amerikayi kesfetmis gibi bana soyleyip yine kendi doktoruma gonderdi. kendi doktorum "onumuzdeki hafta icin randevu al konusalim sonra da yeni bir randevu al amelyata ondan sonra bakariz" demez mi. o gun istanbula bilet alip ozel bir klinikte cok basit olan bu amelyati 20 dk da yaptirdim. ve turk doktor daha ultrasona bakar bakmaz "sizin rahminiz normal. prde falan yok" diye hemen gorebildi. diyecegim o ki Belcika'da saglik sistemi super gorunuyor olabilir ama doktorlar son derece basiretsiz ve agir kanli. Turk doktorlarinin eline su dokemezler.
Ha bu arada hamile oldugumu ogrendigimde gittigim Belcikali ev doktoru ise soyle tavsiyelerde bulunmustu: hamileligin 12. haftasin bitmeden jinekologa gitmenin geregi yok cunku ultrasonda 12. haftaya kadar birsey gorunmez!(ki 4. haftadan sonra goruldugunu ben biliyorum doktor olmadigim halde). Sokaktaki adamin bildigi seyleri Belcikali pratisyen doktor bilmiyor ve yanlis yonlendiriyor. Gerisini siz dusunun.